Son.. Rüya




     Uyursun… Belki de hayatının son üç saatini yaşıyorsundur ama farkında değilsindir... Yatıp yatağına uykuya dalarsın, aklında yarın yapacağın şeyler, belki aylardır kazanmak için çalıştığın bir sınav, belki senelerdir hayata geçirmek istediğin projen, belki sevdiğin insanın gözleri, belki tatilde yapmayı planladığın kuzey Avrupa seyahati, belki uzun zamandır gidemediğin memleketin… Ya da sadece uyumak istersin o anda her şeyi bir kenara bırakarak yalnızca uyumak istersin. Bilemezsin ki bu dünyadaki son üç saatin içindesindir ve çocukluğundan beri en sevdiğin yemeği son kez yerken belki de yıllarını  birlikte geçirdiğin sevdiğin insanla muhabbet ederek Mozart’ın en sevdiğin senfonisini son kez dinleyerek geçireceğin üç saatin vardır ama sen yalnızca uyursun… 

      Rüyalar hayattan daha mı güzel gelir bize? Gerçek olamayacak kadar güzel oldukları için mi? Yoksa orada yaptığımız hiçbir şeyden sorumlu olmadığımız için mi? Ya da uyandığımızda orada yaptığımız her şey biteceği için mi? Asıl kötü olan da bu değil midir zaten? O kadar güzel şeyler yaşarsınız ki rüyalarınızda, hiç bitmesin istersiniz bazen ama birden uyanırsınız. Belki de işin güzel yanı da budur. Her zaman tadı damağımızda kalacak olan güzel bir yemek gibidir o rüyalar, dünyadan tamamen bağlantınızı kopardığınız hiçbir şey hissetmediğiniz güzel bir rüya... Ve belki de bu yüzden o son üç saati uykuda tüm sevdiklerimizle birlikte o en sevdiğimiz yemeği yerken en sevdiğimiz yerde en sevdiğimiz müzik eşliğinde geçirmek isteriz, gerçek olamayacak kadar güzel olacak bir şekilde...

Yorumlar